top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıAv. Atay Cibooğlu

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN ARASINDAKİ DAĞLIK KARABAĞ SORUNU VE BERABERİNDE GELEN ÇATIŞMANIN HUKUKİ DURUMU

Kıymetli okurlarım hepinize merhabalar. Bildiğiniz üzere geçen hafta sınır komşularımız olan Azerbaycan ile Ermenistan arasında silahlı çatışmalar başlamıştı ve bugün hala devam etmektedir. Bu çatışma neticesinde her iki tarafın hem askerleri hem de sivil halkı hayatını kaybetmektedirler. Bugün yaşanan ve savaşın eşiğine gelen Dağlık Karabağ olayın ne olduğunu anlatmak istiyorum. İstiyorum çünkü eğer geçmişi iyi bilmezsek bugünü anlamamız çok zor olur. Okurken çok sıkılmayacaksınız çünkü tarihi sürecin çok ince detaylarına girmeyip genel hatlarıyla anlatacağım daha sonra ise bugün yaşanan çatışmanın hukuki durumuna değineceğim.


Dağlık Karabağ, Azerbaycan sınırları içerisinde olan ve sınır komşusu Ermenistan olan özerk bir bölgedir. Dağlık Karabağ, Azerbaycan’a ait olmasına rağmen nüfusunun çoğunluğu Ermeni kökenlidir.


20. yüzyılın başlarında Stalin döneminde Sovyetler Birliği, Dağlık Karabağ’ı, Sovyet Azerbaycan’da özerk bölge olmasına karar vermiştir. Bu bölgedeki sorun 1988 yılında başlamıştır. Dağlık Karabağ Özerk Bölge Ulusal Konseyi Olağanüstü Toplantısı’nda Ermeni temsilciler bölgenin Sovyet Azerbaycan’dan alınıp Sovyet Ermenistan’a devredilmesine yönelik karar almasıyla başlamıştır. Ancak alınan bu kararı Moskova yönetimi kabul etmemiştir. 1990 yılından sonra bölgede geniş çaplı çatışmalar, savaşlar, sivilleri hedef alan katliamlar yapılmış ve birçok insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. 600 bin küsur Azerbaycan Türkleri, 200 bin küsur Ermeniler evlerini mecburen terk edip, göç etme durumunda kalmıştır. 1994 yılında ateşkes ilan edilmiş ancak taraflar arasında herhangi yazılı barış antlaşması imzalanmamıştır. Yine 1994 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde Dağlık Karabağ sorunun çözülmesi amacıyla Rusya, Fransa, ABD öncülüğünde Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye, Almanya, İtalya, Belarus, İsveç ve Finlandiya üyelerinin bulunduğu Minsk Grubu kuruldu. 1994’ten bugüne kadar birçok girişim yapıldı ancak sorunun çözümüne ilişkin somut bir adım hiçbir zaman atılmadı. 1994’ten bugüne kadar ateşkes zaman zaman ihlal edilmiş ancak bugünkü gibi şiddetli çatışma olmamıştır.


Dağlık Karabağ, dağlık ve ormanlık bir coğrafya olmasına rağmen bu bölge neden bu kadar önemli olduğu sorusu haklı olarak aklınıza gelebilir. Çünkü bölge petrol kaynakları ve doğal gaz boru hattından dolayı stratejik bir öneme sahiptir.


Bu arada şunu da ifade etmek istiyorum. Dağlık Karabağ’daki Ermeni yönetimini Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımamaktadır. Dağlık Karabağ’ı, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkeler Azerbaycan toprağı olarak kabul etmektedirler. Karabağ’daki sözde yönetime ekonomik, finansal ve askeri destek sağlayan Ermenistan uluslararası tepkilerden çekindiği için kendisi de bu sözde yönetimi tanımamaktadır. İşte bu sebeple Dağlık Karabağ bölgesinde Ermenistan işgalci konumundadır. Dağlık Karabağ’ı işgal edip sözde yönetimini elinde bulunduran Ermenistan’a karşı Azerbaycan’ın yaptığı müdahale uluslararası hukuka göre uygundur. BM Antlaşması’nın 51. Maddesine göre Azerbaycan meşru savunma hakkını kullanarak Dağlık Karabağ’da bulunan işgalci Ermenistan’ı o bölgeden tamamen temizleyip, uzaklaştırma hakkı vardır.


Bugün yaşanan ve savaşın eşiğine getiren olayda ise Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da Azerbaycan’a yönelik saldırı sonucunda Azerbaycan BM Antlaşmasındaki yetkiye dayanarak sınır güvenliğini korumaktadır. Azerbaycan tarafından yapılan bu müdahale hukuka uygun, meşru savunma hakkı kapsamında yer almaktadır.


Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmaya dayanarak ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızı gerek sosyal medyada gerekse günlük hayatta tehdit, taciz, hakaret etmek acizlikten başka bir şey değildir. Çünkü ülkemizde yaşayan Ermeniler de bizimle aynı konumdadır. Bizim verdiğimiz vergileri vermekte, bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmektedirler. Keza tarihimize baktığınızda bizimle aynı kaderi paylaşan hatta milli mücadelede mücadele etmiş İstiklal Madalyalı Ermeni dostlarımızda vardır. İstiklal Madalyası kazanmış kahraman Ermeni dostlarımız: Ohannes ERKAN, Stephan TALAŞLIOĞLU, Kiyork GÜLSÖKEN, Agop AYIK, Karabet AYVAT, Hrant KİREMİTÇİ, Karabet KARGICI Ohannes ÖZÇINAR, Artin GÜLÜKYAN, Petir SEVİNÇ, Vahan KELEŞOĞLU, Ohannes KASPARYAN ve Agop ÖZEL (Bu vesileyle milli mücadelede yer almış kahramanlarımıza sonsuz teşekkürler, ruhları şad olsun.)

Oradaki çatışmayı bahane edip ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızı tehdit, taciz veya hakaret etmek, Türkiye için iyi şeyler düşünmeyenlerin ekmeğine yağ sürecek ve birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik hareketlerden öteye gitmeyecektir.


Dilerim ki Dağlık Karabağ sorunu güçlü bir diplomasiyle bir an önce çözülür ve daha fazla can kayıpları olmadan barış sağlanır. Evlerinden olanlar evlerine dönebilmeleri en büyük dileğimdir. İnsanların doğup büyüdüğü yeri mecburen terk etmenin acısını yaşamayan hiç kimse bilemez.


 

BURADA YAZILAN YAZILAR BİLGİ AMAÇLI OLUP YAZARIN GÖRÜŞLERİNİ İFADE EDER. HİÇBİR ŞEKİLDE HUKUKİ TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAMAKTADIR.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page